Cumartesi , 20 Nisan 2024

Bir Kahvaltı Sonrası

               2012 Ocak ayının soğuk kış gününde, içeriden ve dışarıdan birçok entrikaların oluşturulduğu Ülkemizin içinde bulunduğu durum itibarı ile birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğu bu zamanda bizleri yalnız bırakmayarak davetimize icabet eden herkese ayrı, ayrı teşekkür ediyorum.

               Vakfının düzenlediği kahvaltı davetine şimdiye kadar isimlerini duymadığım, kendilerini tanımadığım bir çok büyüğümüzün katılımlarından ve kendileri ile tanışmış olmaktan büyük onur duydum. Çok güzel bir kahvaltının akabinde Uzm.Dr. Ömer Çağlar Yılmaz kardeşimizin “Vakıfların kısa tarihçesi ve diğer vakıflarla bizim vakfımızı karşılaştırmalı sunumu”, manidardı. Çünkü diğer vakıflar resmi, gayri resmi birçok yerden maddi ve manevi destek görürken, vakfımızın kendi öz kaynakları ile mukayese edilmeyecek büyük işler başardıklarını görmüş olduk. Bu vesile ile kuruluşundan bu güne kadar vakfımızın yönetiminde bulunmuş büyüklerimize ve arkadaşlarımıza yapmış oldukları hizmetlerden dolayı teşekkür eder, teşekkül eden yeni yönetimimize desteklerini beklediğimizi belirtmek isterim. Toplantımız hepimizin tanıdığı, vatan, millet sevdalısı, sevdiğimiz, büyüğümüz vakfımızın genel başkanı Uzm. Dr. İbrahim Doğan Ağabeyimizin açılış ve takdim konuşmaları ve diğer üyelerimizin iyi dilek ve temennileri ile devam etti.

               Herkesin bildiği gibi vakıfçılık yönetimi ve üyeleri ile beraber gönüllülük esasına dayalı fedakarlık isteyen bir iştir, karşılıksız yapılan bir faaliyettir, bir başkasına faydalı olmak, birinin elinden tutmak, onun ihtiyacını giderebilmektir. Peygamber (s.a.v) efendimizde sahabelerine “içinizden en hayırlınız insanlara en çok faydalı olanınızdır” diye buyurmuşlardır. Bu faaliyetlerin hakkı ile yapıla bilmesi için takdir edersiniz ki manevi desteğin yanında maddi desteğe de ihtiyaç vardır. Günümüzde bir çok misyonerlerin üniversitelerin kapılarının karşısına karargah kurduğu, Anadolu’nun çeşitli illerinden gelmiş masum vatan evlatlarını önce dinlerine karşı, daha sonrada ülkelerine karşı kışkırtmak için öğrenci başına 100 dolar peşkeş çekildiği herkesin malumudur. Tıp fakültesinde okumanın ne kadar zor olduğunu, kendimiz bu okullarda okurken ne sıkıntılar çektiğimizi göz önüne getirirsek, geleceğimizin teminatı ve mesleğimizin devamı olan bu çocuklara sahip çıkarak emperyalist güçlerin art niyetli emellerinden kurtarmış oluruz. Bu genç doktor adayı yavrularımızı kendi evlatlarımızdan biri olarak kabul edip, ihtiyaçlarını gidermek adına (vakıf aidatı haricinde) duyarlı davranarak gereken hassasiyeti ve desteği vermenizi bekliyor, sağlık ve mutluluklar dileği ile hepinizi Allah’a ısmarlıyorum.

Cevapla