Cuma , 6 Aralık 2024

COVİD-19

COVİD-19 Pandemisi hakkında açıklama – Sağlıkta Şiddet ve Meslek Hastalığı Olarak COVİD-19


Saygıdeğer Vatandaşlarımız ve Kıymetli Basın Mensupları

SARS-CoV-2, ilk kez Aralık 2019’da Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde baş gösterdi. Kısa süre içinde önce Wuhan’da daha sonra da Çin’in diğer eyaletlerinde de SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş vakalara rastlandı. Yeni bir virüs olması, insandan insana bulaşabilmesi ve seyahatlerle de kıtalar arası yayılması nedeniyle 11 Mart 2020’de DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından bu virüsün yaptığı salgın, pandemi olarak ilan edilmiştir. Salgının merkezi ilk önce Çin iken daha sonra Avrupa, şimdi ise Amerika oldu. Virüs daha çok ileri yaştaki ve/veya ek kronik hastalığı olanlarda ciddi klinik seyir göstermektedir.  En sık görülen semptomlar yüksek ateş, uzun süreli öksürük ve dispne iken, vakaların %5-6’sı ise ARDS nedeniyle yoğun bakım ünitesinde tedaviye ihtiyaç duymaktadır. Asıl sorun ise bulaşıcılığının yüksek olması, inkübasyon süresinin uzun olabilmesi ve asemptomatik vakaların da olması nedeniyle virüsün yayılımının önlenmesindeki zorluktur. SARS-CoV-2 yeni çağın dünyasının adeta görünmez düşmanı niteliğinde. Dünyadaki hiçbir ülkenin sağlık sistemi bu derece hızla yayılan bir hastalığın (Covid-19) tedavisine, önlemler alınmadan yeterli cevabı verecek nitelikte değildir. Bu nedenle de hastalığın yayılımını yavaşlatmak adına birçok ülkede tam veya kısmi karantina uygulanmaktadır. Devletimizin sınırları kapatmak, seyahat kısıtlaması gibi başlangıçta aldığı tedbirler bizlere hem hazırlık yapmamız hem de bu yeni virüsü ve yaptığı hastalığı anlayabilmemiz adına zaman kazandırmıştır. Ancak bundan sonrasında biz bu salgını vatandaşlarımızın kurallara uyduğu, tedbirleri aldığı ölçüde en az hasar ile atlatabiliriz. Sağlık çalışanları olarak bizler bu savaşta en önde savaşmaktayız ve mesleğimizi de çok seviyoruz, insanlığın şifa bulmasına vesile olmakla gurur duyuyoruz. Vatandaşlarımızın mümkün olduğunca evlerinde kalıp hastalığın yayılımına engel olmaları bizlere şu an için verecekleri en güzel motivasyon olacaktır. Alkışlarınız bizler için çok kıymetliydi, ancak bu alkışlar daha öncesinde sözlü veya fiziksel şiddet gören, darp edilen hatta öldürülen meslektaşlarımızın acısını hafifletmedi. Bizler tüm samimiyetimizle, özverimizle mesleklerimizi icra ediyoruz, biz aslında halkımız için çalışıyoruz ve hastalarımızın sağlıklı olduğunu görmek ise işimizin en haz veren kısmı. İşimizi yaparken tedirgin olmamız verimimizi düşürmekle birlikte hastalarımıza da azami faydayı sağlayamamamıza etken olmaktadır.
Sağlık kurumlarının kasıtlı olarak işgal edilmesi, sağlık kurumlarında kargaşaya neden olma ve düzeni bozma; sağlık kurumlarına ruhsatsız silah, mühimmat, patlayıcı, radyoaktif veya zehirli maddeyle girme ile sağlık personelinin ve diğer insanların güvenliğinin ihlali; sağlık personelinin özgürlüğünün hakaret, şiddet, tehdit, iftira ve suçlamayla kısıtlanması hatta sağlık personelinin kasten yaralanması veya öldürülmesi gibi olaylar maalesef yaşanmaktadır. Hastalıklara karşı savunmasız hale gelmesine neden olacak eylemler (koruyucu maskeyi ve kıyafetleri yırtmak veya tükürmek) ile de karşılaşılmıştır. Bizler sağlık çalışanları olarak tüm özverimizle çalışırken karşılığında bu tarz davranış ve olaylar mesleğimize olan sevgi ve inancımızın azalmasına neden olmaktadır. Artık bir an evvel yaptırımı güçlü bir Sağlıkta Şiddet Yasası’nın çıkmasını istiyoruz. Sağlık sistemi bir ülkenin demirbaşıdır, o olmazsa diğer sistemler de domino etkisiyle yıkılacaktır.
Bunlar dışında şu an sağlık merkezlerimiz covid-19 pandemisi kapsamında teyakkuzdadır. Hastalık adına en riskli yerler hastanelerdir. Bizden zaman ve vakaca ileride olan ülkelerde de gördüğümüz üzere diş hekimleri ve eczacılarında dahil olduğu sağlık çalışanları büyük risk altındadır. Bu nedenle sağlık çalışanlarının korunma tedbirleri en üst düzeyde ve daimi olarak sağlanmalıdır. İvedilikle sağlık çalışanlarına test yapılarak durum tespiti yapılmalıdır. Gerekirse sağlık çalışanlarını takip ve izleme birimi oluşturulmalıdır. Oluşturulacak birim ya da birimler, mobil hizmet şeklinde, ilçe müdürlükleri bünyesinde organize edilebilir. Testi pozitif olan çalışanlar, derhal iş yerinden uzaklaştırılmalı, izolasyon ve tedavileri planlanmalıdır. İzolasyon ve tedavisinin yapılacağı pilot bir hastane belirlenmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz. 
Herhangi bir sağlık çalışanımızın, meslektaşımızın salgın nedeniyle hastalanması veya kaybedilmesi bizleri derinden yaralar ve bu zor durumu atlatacağımıza olan inancımızı zedeler; ama olur da böyle durumlarla karşı karşıya kalırsak böyle durumların Meslek Hastalığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Karantina altına alınması gerekenlerin karantinayı reddetmesi veya karantina koşullarına uygun davranmaması dahilinde caydırıcı olan cezalara tabi tutulması gerektiğini düşünüyoruz.
Her geçen gün tanı alan ve kaybettiğimiz hastalarımızın sayısı artmaktadır. Vatandaşlarımıza ısrarla sık el yıkamanın, sosyal mesafenin (1,5-2 m) elzem olduğunu ve önümüzdeki 2-3 hafta evde kalmalarının gerekliliğinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak isteriz. Umut ediyoruz ki önümüzdeki yaz mevsiminde ve uygun tedavi modaliteleri ile yeni vaka ve kayıp sayılarımız tedbirlere uyduğumuz taktirde azalacaktır. Bilim insanlarımız da bu hususta gecelerini gündüzlerine katıp çalışmalarını sürdürmektedir, onların başarısına olan inancımız sonsuzdur.
Haydi Türkiyem evde kal, hayatta kal…
 
TUSAV YK adına
Başkan
Uzm. Dr. Ömer Çağlar Yılmaz