Perşembe , 25 Nisan 2024

SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANLIĞI KURMASI UYGUN MU?

               Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı, Sağlık Komisyonuna sunulmasından çok kısa bir süre sonra geçti ve TBMM Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor. TBMM’ne sunulmadan Kamuoyunda tartışılmayan tasarı, komisyonda da yine gereği gibi tartışılmadan çok hızlı bir şekilde kabul edildi. Aslında çok önemli olan ve teşkilat yapısında bir kez daha değişiklik oluşturan, yeni bir kurum kuran tasarı enine boyuna tartışılmalıydı. Uzmanlar, taraflar konuyla ilgili görüşlerini ortaya koymalıydı, en uygunu nasıl olur diye tartışmalıydı diye düşünüyorum. Bu nedenle konuyla ilgili görüşlerimi bu yazıda açıklamak ve tartışma oluşturmak istiyorum.

               Nereden Çıktı Bu Sağlık Enstitüleri Başkanlığı? Konuyla ilgili tasarının gerekçesine bakıldığında, aslında bir takım sağlık sorunlarının başlık olarak alındığı, bu konularla ilgili durum değerlendirilmesi yapıldığı, tasarının içeriğinde ise bu konularla ilgili enstitüler kurulacağı anlaşılmaktadır.Fakat genel anlamda bir Enstitü Başkanlığı’nın kurulmasının gerekçesinden bahsedilmemiştir. Neden ihtiyaç duyulduğu, ne beklenildiği açıklanmamıştır.
               Kanun Tasarısının 1. Maddesinde ise Enstitünün amacı; “… ülkemizin ileri teknoloji ihtiyacını karşılamak, yeni ürünler üretilmesini sağlamak, bilimsel araştırmalar yapmak ve yaptırmak” olduğu belirtilmektedir.Elbette amaç sağlıkla ilgili özel konularda araştırma yapmak ve yaptırmak ise Sağlık Bakanlığı’nın görev alanına girer ve bu nedenle de Sağlık Enstitüleri açmasında bir engel yoktur.Enstitülerin diğer bir amacı lisansüstü eğitim vermektir. Burada böyle bir amaçtan bahsedilmemiş olması isabetlidir. Lisansüstü eğitim vermek veya eğitim kurumu açmak (tıpta uzmanlık hariç) Sağlık Bakanlığının görevi olamaz ve olmamalıdır. Zaten tasarıda da böyle bir görev tanımlanmamıştır. Bu konuda da sorun yoktur.Sorun ise enstitünün hangi konularda çalışacağı, nerede ve nasıl kurulduğudur ve bu yapıyla beklenen faydayı sağlayıp sağlayamayacağıdır.Öncelikle Enstitünün İstanbul’da kurulması abestir. Enstitü Sağlık Bakanlığı’nın bir merkez teşkilatı olacak ise Ankara’da olması gerekir. Yoksa Bakanlık Merkezini de mi İstanbul’a taşıyoruz? Ya da Bakanın keyfi mi böyle istiyor? anlaşılamamıştır. Yarın başka bir ilden biri Sağlık Bakanı olursa bu sefer de Bakanlığı o ile mi taşıyacağız?
               Evet, Sağlık Bakanlığı bazı konularda araştırmalar yaptırmak, politika üretmek için Enstitüler kurabilir ve kurmalıdır. Bu bir ihtiyaçtır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde Hıfzıssıhha Enstitüsü bu amaçla kurulmuştu. Yıllar içinde Hıfzıssıhha Enstitüsü atıl hale getirildi, amacından uzaklaştırıldı. Daha sonra da 2011 yılında bu Hükümet tarafından Hıfzıssıhha Enstitüsü kapatıldı. Şimdi yeniden bir Enstitü kuruyor. Neden kapattınız, neden yeniden kuruyorsunuz? Bu tutarsızlıktır. 2011’de yaptığınız teşkilat yapısında Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü kurdunuz, şimdi onu da kapatıyorsunuz. Üç yılda ikinci kez teşkilat yapısını değiştiriyorsunuz. Sağlık Bakanlığının Teşkilat yapısı her bakan değiştiğinde değişmemelidir.
Daha önemlisi ise Enstitünün görevi ne olmalıdır? Sağlık Bakanlığı’nın kuracağı Enstitünün esas görevi Sağlıkla ilgili Türkiye’deki sorunlarla ilgili araştırmalar yapmak, bu konularla ilgili politika üretmek ve Bakanlığa danışmanlık yapmak olmalıdır. Genel politikalar oluşturmak için çalışması doğrudur ve ihtiyaçtır. Yapacağı çalışmaların amacı da bu yönde olmalıdır.
Fakat Tasarının 11. Maddesinde Başkanlığa bağlı olarak kurulacağı belirtilen Enstitülerin adlarına ve gerekçelerine bakıldığında kuşkuyla karşılanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın esas görevi Halkın sağlığını korumak ve geliştirmek olduğuna göre bu enstitülerin görev alanları da Türkiye’nin başlıca sorunlarıyla ilgili olmalı ve amaçları da bu sorunları ortaya koymaya ve bunlara çözüm getirecek politikalar üretmeye yönelik olmalıdır.
               Bakanlığın Biyoteknoloji Enstitüsü, Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü kurması biraz fantezi ve görev tanımının dışında olduğu düşünülmüştür. Bu konular Bakanlığın önceliği de olamaz. Fakat en abesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü kurmasıdır. Bu konu Bakanlığın neden önceliğidir ve görev tanımına girmektedir. Bunu geliştirmek Bakanlığın görev alanına girmez ve önceliği olamaz.Diğer yandan, Bakanlık, elbette, bazı araştırmaları finanse edebilir destekler, fakat kendisi teknik konularda Ar-Ge Merkezi olması, ileri teknoloji üretme işine girmesi doğru değildir. Bu konularda teknoloji merkezlerini, Ar-Ge merkezlerini, Üniversiteleri teşvik etmesi daha doğru bir uygulama olacaktır.Sağlık Bakanlığının İlaç ve Tıbbi cihaz alanından önce aşı ve serum ile ilgili çalışmalar yapması beklenir. Hiçbir tarafın ilgilenmediği, fakat stratejik öneme sahip olan aşı ve serum konusunda Sağlık Bakanlığı devreye girmelidir. Ya kendisi üretmeli ya da yerli üretimi teşvik etmelidir. Daha önceki deneyimler de dikkate alınarak bu konuda doğru adımlar atılmalıdır.Kanun Tasarısında kurulacak Enstitünün genel amaç ve ilkeleri ile ilgili tartışılması gereken hususlar dışında başka konulara da dikkat çekmek gerekir. Kurulacak Enstitülerde çalışanların iş kanuna tabi olması, çalışmaların sözleşmeli çalışmasının gerekçesi de anlaşılamamıştır. Bu yaklaşım güvenilir gelmemektedir ve fayda sağlayacağı da sanılmamaktadır. Kişilerin Kurumlarından muvafakat almadan enstitüye görevlendirme yapılması ile ilgili tasarıdaki hüküm (mad-13) sıkıntıya sebep olacak diğer bir husustur. Diğer bir tartışmalı husus da (Madde-19) Tasarıda Enstitünün tüm Yükseköğretim Kurumlarından bilgi taleplerinin karşılanması zorunluluğu ile ilgili bir hüküm bulunmasıdır. Böyle bir hak olamaz ve pratik olarak da mümkün değildir.
               Sonuç olarak Sağlık Bakanlığının bir enstitü kurmasına ihtiyaç vardır. Fakat bu enstitünün amaçları ve öncelikleri yeniden düzenlenmeli, fantezilerden vazgeçilip gerçekçi ve asıl ihtiyaçlar amaçlanmalıdır. Diğer taraftan ise idari ve mali konularında düzenlenmesi ve güçlendirilmesi gerekir. Buranın kalıcı olması, yaşaması ve etkin olması isteniyor ise kadroları bilimsel ilkeler ışığında oluşturulmalı, desteklenmeli ve siyasete alet edilmemelidir.

Cevapla